Kalp-damar sağlığının korunması yaşamsal öneme sahiptir. Kalp-damar hastalıkları dünyada ve ülkemizde en başta gelen ölüm nedenidir. Ülkemizde ölümlerin %55’i kalp-damar hastalıklarına bağlıdır.
Kalbimizin yaşı biyolojik yaştan farklı olabilir. Bunu öğrenmenin yollarından birisi kalp-damar hastalıklarına yönelik kardiyovasküler riskin hesaplanmasıdır.
Hipertansiyon (yüksek tansiyon), yüksek kolesterol, sigara, şişmanlık ve hareketsiz yaşam tarzı kalp-damar hastalıkları açısından en önemli risk faktörleridir. Bu risk faktörlerinin önemli bir bölümünü ortadan kaldırmamız mümkündür.
Kalp-damar sağlığını olumsuz etkileyen değiştirilebilir risklerin azaltılması ve sağlıklı bir yaşam tarzı izlenmesi kalbin yaşlanma sürecini yavaşlatmakta ve kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümleri azaltmaktadır. Kalp-damar hastalıklarından korunmada artık tek bir risk faktörünün değil, tüm risk faktörlerinin bir arada ele alınarak azaltılmasına ve tedavi edilmesine yönelik bir yaklaşım giderek önem kazanmaktadır.
Kalbimizi genç tutmak için yeterli çabayı harcarsak, kalp-damar hastalıklarına bağlı erken ölümlerin sayısını çarpıcı biçimde azaltabiliriz.